Çeşitlilik: Bir arada yaşamanın anahtarı...

Çeşitlilik, hem insan topluluklarında hem de doğal dünyada, evrimin ve birlikte yaşamanın temelini oluşturur, hatta daha doğru bir tabirle birlikte yaşamayı mümkün kılar. Bu kavrama biyoloji kökünü de eklersek "biyoçeşitlilik" teriminden bahsetmemiz gerekir ya da "biyolojik çeşitlilik"ten… Yani, genlerden ekosistemlere kadar tüm seviyelerinde Dünya'daki yaşam çeşitliliğini ifade eden bir kavramdan ve yaşamı mümkün kılan evrimsel, ekolojik ve kültürel süreçleri kapsayan bir çatı… Bu karmaşık süreci anlamanın yollarından biri, bazı türlerin belirli bir alanda uzmanlaşmasına odaklanmak olabilir. Örneğin, farklı kuş türlerinin benzersiz gagaları ve vücut yapıları, onları farklı yiyecek kaynaklarına yönlendirir. Bazen, türlerin sahip olduğu donanımlardan çok, davranışlarında gözlemlenen çeşitlilik, bu uyumun anahtarıdır.


    

    Kuş gözlemcileri, aynı ağaçta beslenen, benzer görünümlü kuş türlerini ayırt etmenin heyecanını iyi bilirler. Biyologlar için ise merak konusu, bu kadar çok benzer türün yakın çevrelerde nasıl bir arada bulunabildiğidir. Bir örnek olarak Amerika'nın orman ötleğenleri, niş çeşitliliğinin güzel bir örneğini sunar. Ötleğenler, ormanın belirli bölümlerinde, hatta bazen tek bir ağacın özel kısımlarında, kendilerine has bir yaşam tarzı geliştirmişlerdir.

     1950'lerde, önemli ekologlardan Robert MacArthur, Maine ormanlarında üreyen beş ötleğen türünün beslenme alışkanlıklarını doktora çalışması kapsamında incelemiş ve her birinin beslenme davranışında belirgin bir uzmanlaşma modeli keşfetmişti. Bu ötleğenler, ladin ağaçlarının farklı bölümlerini tercih ediyor ve tercih ettikleri bölgelerde de her bir tür kendine özgü bir beslenme stratejisi gösteriyordu. MacArthur'un çalışması, Darwin'in 'doğanın ekonomisi' kavramını canlı bir şekilde örneklendiren bir çalışmaydı.

    Örneğin, MacArthur, çalışmasında, ladin ağaçlarının tepelerinde kaplan ötleğenleri (Setophaga tigrina) ve turuncu boğazlı ötleğenlerin (Setophaga fusca) hakim olduğunu, her bir türün beslenme stratejilerinin de farklı olduğunu bulmuştu. Kestane gerdanlı ötleğenler (Setophaga castanea) gibi bazı türler de daha muhafazakar davranışlar sergilerken, alışkanlıklar ve alan kullanımı açısından en genel olanlar yeşil sırtlı ötleğenlerdi (Setophaga virens). Yeşil sırtlı ötleğen diğer tüm türlerden daha fazla zamanı ağaçların dibinde geçirirken, aynı zamanda ağacın tepesinde de görülebiliyordu. Kaplan ötleğenleri gibi böcek avlayan kestane gerdanlı ötleğenler de sinsice ve ağaçtan ağaca en çok hareket eden tür olarak kendini gösteriyordu.

    Bugün bile kuş gözlemcileri, MacArthur'un çalışmasını yinelemeye çalışsalar da, tam olarak aynı tür kombinasyonlarını aynı ağaç kısımlarında bulamayabilirler. Bunun sebebi, kuş popülasyonlarının ve bireylerin sürekli olarak çevresel değişikliklere uyum sağlamasıdır. MacArthur'un çalışması, ladin tomurcuk kurtlarının bolluğunun kaplan ötleğenlerinde nüfus artışına yol açtığı bir dönemi yansıtır. Bu, türlerin doğadaki ekolojik etkileşimlerinin, görevlerinin, yani nişlerinin statik olmadığını, kaynaklar, farklı rakipler ve iklimsel farklılıklarla dinamik bir şekilde uyum sağlayan esnek uzmanlık alanları olduğunu bize gösterir.


* * *

Metin İçinde Adı Geçen Türler

Kaplan ötleğeni (Setophaga tigrina) - erkek


Turuncu boğazlı ötleğen (Setophaga fusca)


Kestane gerdanlı ötleğen (Setophaga castanea)


Yeşil sırtlı ötleğen (Setophaga virens)


Comments

Popular Posts